{ "title": "Pilonidal Sinüs", "image": "https://www.sinus.gen.tr/images/pilonidal-sinus.jpg", "date": "21.01.2024 16:48:46", "author": "oktay öztürk", "article": [ { "article": "
Pilonidal Sinüs, Anüsün 3-5 santimetre kadar üzerinde bulunan sakrokoksigeal bölgenin intergluteal katlantısı içerisinde küçük bir açılık olarak meydana gelir. Dermise yani derinin alt tabakası penetre adı verilen kıl sebebi ile geliştiği düşünülür. Deride rüptür ile rekürrens, enfeksiyon ile kronisite görülmektedir. Erişkin ve genç yaşlarda özellikle de (15-35) daha çok görülmesi ile tüm yaşlarda görülmektedir. Erkeklerde görülme sıklığı bayanlara göre daha da fazladır. (3-4 kat) bu sebeple erişkin genç erkek hastalığı olarak bilinmektedir.

Pilonidal Sinüs Nasıl Meydana Gelir?

Oluşan bu hastalık ilk olarak 'sakrokoksigeal' kısımda sinüs ağızlarının oluşumu sonucunda kendisini göstermektedir. Sinüs ağızlarından iç tarafa kıl girerekderi altına doğru ilerler. Cilt alt doku tabakasına ulaşan bu kıl akut apse ile bakteri giriş gelişimine zemin hazırlamaktadır. Cilt devamlı oluşan apseyi dışarı atabilme çabasındadır. Bu sebep ile oluşan bu hastalık zamanla cilt içerisinde yeni tüneller açarak tüm vücuda yayılır.

Pilonidal Sinüs Neden Oluşur?

Kesin olarak oluşma sebebi bilinmemek ile pilonidal sinüs rahatsızlığının kuyruk sokumunda birikmiş olan pamukçuk ve kıl gibi küçük parçacıkların yapısal kaynaklı olan güçler ile cilt altı dokusuna geçmesi durumu gibi bir mekanizmadan söz edilmektedir. Biriken pamukçuklar ve kıllar ile bakteriler de cilt altındaki dokuya geçmesinden dolayı pamukçuk ve kılların cilt altından atılmaya sonucunda oluşan bakterilerin de etkisi ile apse oluşur. Kuyruk sokumu bölgesinin derin ve dar yapıda olması bölgenin hijyenine yeterince özen gösterilmemesi, pişi oluşumu ve oldukça sık terleme ile bakteri üremesine oldukça elverişli bir ortam oluşması, makata yakın yerlerde yara izi ile çatlak olması ve devamlı oturma gerektiren işlerde çalışmak gibi özetlenebilir.

Pilonidal Sinüsün Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalık kuyruk sokumu bölgesinde akıntı, şişlik ve ağrı ile kendisini göstermektedir.

Pilonidal Sinüs Hastalığının Tanısı Nasıl Konur?

Hastalığın oluştuğu yer ve görüntüsü ile hastalığın tanısı konulmaktadır. Muayeneyi gerçekleştiren Uzman sinüs ağızlarını görmesi sonucunda tanıyı rahatlık ile koyar.

Pilonidal Sinüs Hastalığının Dereceleri Nelerdir?

Birçok hastalıkta olduğu gibi pilonidal sinüs hastalığında da evreleme yapılmaktadır. Yapılan evrelemenin asıl amacı hastalığın en denli ilerlediğinin görülmesi ile tedavi yönteminin de buna bakılarak belirlenmesidir.

1. Evre: Hasta kişide apse ya da akıntı görülmez. Genelde orta hat üstüne yerleşmiştir. Semptom vermeyen sinüs ağızları bulunur. Bu kişilerde herhangi bir uygulama yapılmaz. Hastanın kişisel hijyenine gerekli özeni ve dikkati göstermemesi ile kılın yerleşmiş olduğu bölgenin lokal temizliğini yapması istenmektedir.

2. Evre: Akut pilaonidal sinüs apsesi olan kişilerdir. Bu kişilerde lateral insizyon ve apsenin drenajı sağlanmaktadır. Antibiyotik kullanılarak sürekli remisyon ve pansuman yapılmaya çalışılır.

3. Evre: bu kişilerde de pilonidal sinüs apsesi kronikleşmiş halde bulunur. Kişi daha önceden beri devam eden akıntı ile apse şikâyetinden bahseder. Sinüs ağız bölgesinde kronik halde inflamasyon görülmektedir.

4. Evre: Bir ya da daha çok sayıda sinüs ağzı orta hattın kenarlarında yerleşim göstermektedir. Kişiler geçmişte birden daha fazla kez akıntı şikâyeti ile apse oluşumu yaşadıklarını söylerler.

5. Evre: Pilonidal sinüs ameliyatı sonrasında hastalığın tekrardan ortaya çıkması durumudur.

Pilonidal Sinüs Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Eğer apse var ise öncelikle apsenin drenajı tedavide önemlidir. Apsenin drene edilmesinin yanı sıra oral antibiyotik tedavisi ve sık pansuman iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Eğer kıristalize fenol tedavi yöntemi uygulanacak ise apse drenajı ile aynı seansta tedaviye başlanır. Eğer klasik cerrahi yöntemi uygulanacak ise operasyon bir sonraki seansa bırakılmalıdır. Pilonidal sinüs tedavisinde özellikle cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Çünkü cerrahi haricindeki yöntemler etkisiz kalmaktadır. Cerrahide çeşitli birçok tedavi yöntemleri vardır bunlar:
" } ] }